Engizisyon mahkemelerinin etkilerinin sosyal hayatta görüldüğü gibi sanatta ve dolayısıyla sanatçılarda da görüldüğü Orta Çağ Avrupası…Yüzyıllardır süren vahşi mezhep çatışmalarının temeli engizisyon, diğer bir adıyla sorgulama, soruşturma. Roma, Portekiz ve İspanya…
1400’lü yılların sonundan itibaren başlayan üç asır aktif faaliyet gösteren engizisyon mahkemelerinin-orta çağ Avrupası’nın kara lekesi- baskıcı, dogma tutumu sanatçıları baskı altına sokmuştur. Başta sadece katolik kilisesini reddedilenler cezalandırılıyor gibi görünsede daha sonralarda büyücülük, cadılık, falcılık gibi unsurların tehdit olduğunu öne sürmüş, bu bahaneyle birçok insanı yargılamıştır. Sürgün, infaz, çeşitli işkence yöntemleri gibi uygulanan ağır yaptırımlar sebebiyle sanatçılar üstü kapalı ürünler ortaya çıkartmış, aykırı davrananlar ise bu yaptırımlara tabi tutulmuştur.
Bulunduğu toplumun politik yapısına ters düşen veya müstehcen eserler ortaya koyan sanatçılar gizlilik içerisinde çalışıp ancak kendi çevresinde tanıtabilmiştir. İspanya’da nü çalışmak yasak olduğundan, dönemin siyasileri gibi makam sahibi kişiler evleri için yaptırdıkları tabloları evlerine gelen misafirlere göre sergilemiş müstehcen veya siyasi, ideolojik bir fikre hizmet eden ürünler için bağımsız odalar kullanmışlardır. Buna verilebilecek örneklerin en güzeli İspanyol sanatçı Goya’dır. Engizisyon mahkemesinin etkilerini birçok kez yaşayan sanatçı, yaptırımlara tabi tutulmamak için ülkeden ayrılmıştır. 32 kişinin diri diri yakılma cezasına çarptırıldığı dönemin İspanya’sını hazırladığı engizisyon albümü ile korkusuzca, eleştirel bir bakış açısıyla ortaya koymuştur. Goya’nın yanı sıra Picasso’nun eserlerinde de o yıllarda yapılan işkencelerin taciz ve tecavüzlerin bulunduğu ve o imgelerin yakın tarihteki birçok sistematik uygulamalarla benzerlik gösterdiği görülmektedir.
ELİFNAZ ÇELİK
Kommentarer